Bu bölge yakında dünya gündemine daha fazla gelebilir: Peki, neden? – Dünya

ABD’nin geçen hafta kıta sahanlığını, California eyaletinin iki katı büyülüğünde bir alanı kapsayacak şekilde coğrafi koordinatlar belirleyerek genişletmesi, Washington yönetiminin, gelecekteki teknolojiler sayesinde zengin deniz yatağı kaynaklarında hak iddialarını teminat altına alma girişimi olarak nitelendiriliyor. ABD’nin iddiası potansiyel olarak kaynak açısından zengin bir bölge olan Kuzey Kutbu’na kadar uzanıyor.

AA’nın analizine göre ABD’nin genişletilmiş kıta sahanlığı iddiası, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki hak iddialarına benzer şekilde Kuzey Kutup Dairesi’ndeki bölge olan Arktika ile Rusya’nın Doğu Sibirya bölgesi ile ABD’nin Alaska eyaleti arasındaki Bering Denizi’ni yeni bir gerilim ve çatışma sahası haline dönüştürebilir.

ABD’nin genişletilmiş kıta sahanlığı iddiası

Dışişleri Bakanlığından 19 Aralık’ta yapılan açıklamaya göre, “diğer ülkeler gibi ABD’nin de genişletilmiş kıta sahanlığı (ECS) üzerindeki ve altındaki kaynakları ve hayati habitatları korumak ve yönetmek için uluslararası hukuk kapsamında hakları” olduğu savunuluyor. Kıyıdan 200 deniz mili uzakta yer alan alanlarda ülkenin kıta sahanlığının dış sınırlarını tanımlayan coğrafi koordinatlar yayımlayan ABD’nin genişletilmiş kıta sahanlığı alanının yedi bölgeye yayılmış yaklaşık bir milyon kilometrekare olduğu ifade ediliyor.

Bu bölge, mercanlar, yengeçler gibi birçok canlının yanı sıra deniz yaşamı için hayati habitatları da barındırıyor.

ABD’nin, “genişletişmiş kıta sahanlığı sınırlarını 1982 Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin ilgili hükümlerine ve Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonunun Bilimsel ve Teknik Kılavuz İlkeleri’nde yansıtıldığı üzere uluslararası teamül hukukuna uygun olarak belirlediği” de iddia ediliyor.

“Amerika dün olduğundan daha büyük”

Alaska eyaletinin eski Vali Yardımcısı ve ABD Arktika Araştırma Komisyonunun eski Başkanı Mead Treadwell’e göre, onlarca yıllık bilimsel çalışma, onlarca buz kırıcı misyonu ve ayrıntılı deniz tabanı haritalaması, bu iddianın ortaya atılmasında etkili oldu.

Treadwell, genişletilmiş kıta sahanlığı kapsamında ABD tarafından kontrol edilen alanda yeni toprak ve yeraltı kaynakları alanının “iki California büyüklüğünde” olduğunu vurgulayarak, “Amerika dün olduğundan daha büyük.” yorumunu yaptı.

BÖLGEDE NELER VAR?

Bloomberg’in haberine göre ABD Deniz Harp Koleji Uluslararası Denizcilik Hukuku Başkanı, Profesör James Kraska, bu hafta yazdığı bir makalede, ABD kıta sahanlığının lityum ve tellür dahil 50 sert mineral ve 16 nadir toprak elementi içerdiğini yazdı . Kraska karar için “Bazen kıyıdan yüzlerce kilometre uzakta bulunan bu sert mineralleri deniz yatağı ve toprak altında güvence altına alma konusundaki Amerika’nın stratejik çıkarlarını vurguluyor” diyor.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu tarafından 2008 yılında yapılan en son değerlendirmede, Kuzey Kutup Dairesi içinde yaklaşık 90 milyar varil keşfedilmemiş petrol ve 1.670 trilyon fit küp gazın yanı sıra elektrifikasyon için gerekli kritik metallerin bulunduğu tahmin edilmişti Ancak bu tahminlerin çoğu kara çalışmalarına dayanmaktadır ve açık deniz potansiyeli büyük ölçüde keşfedilmemiştir.

ABD’nin iddiaları Rusya’da rahatsızlık yarattı

ABD’nin genişletilmiş kıta sahanlığı iddiası, Rusya’da rahatsızlık yarattı. ABD’nin bu adımının iki süper güç arasında toprak kavgasına dönüşme ihtimalini artıracağı gözüyle bakılıyor.

Rusya Parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyinin Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Grigoriy Karasin, Sputnik’e yaptığı açıklamada, Washington’un kıta sahanlığını “tek taraflı” olarak genişletme iddialarını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi.

Karasin, Washington’un açıkladığı kıta sahanlığı iddialarının Rusya için herhangi bir tehdit oluşturup oluşturmadığına ilişkin soruya, “Bu coğrafi alanda ulusal çıkarlarımız için gerekli olan tüm önlemleri aldık ve almaya devam edeceğiz.” yanıtını verdi. ABD’nin bu adımının gerginliğin artmasına yol açacağını dile getiren Karasin, “Rusya’nın yaptığı gibi” önce bu bölgelerin jeopolitik bağının kanıtlanması gerektiğini söyledi. Karasin, Moskova’nın Arktika iddialarının BM’nin bir alt komitesi tarafından toplanan kanıtlara dayanarak değerlendirildiğini, ABD’nin ise BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne bile taraf olmadığını hatırlattı.

Putin: “Arktika, Rusya için özel bir stratejik öneme sahip”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, aralık ayında yaptığı bir konuşmada, Arktika’nın, Rusya için özel öneme sahip olduğunu vurgulamıştı. Putin, “Arktika, Rusya için özel bir stratejik öneme sahip. Bu bölgenin çok büyük ekonomik fırsatlara sahip olduğunu vurgulamak istiyorum. Ülkemizin enerji potansiyelinin güçlendirilmesini, lojistik yeteneklerinin genişletilmesini, ulusal güvenlik ve savunmanın sağlanmasını büyük ölçüde buna bağlıyoruz. Bu nedenle bu bölgelerin daha kapsamlı bir şekilde geliştirilmesi ve iyileştirilmesi bizim için tartışılmaz bir önceliktir.” demişti. 

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov da 21 Aralık’ta Savunma Bakanlığında ülkedeki yabancı askeri ataşelere verdiği brifingde, “Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetlerinin Arktika’daki varlığının askeri güç gösterisiyle değil, Kuzey Deniz yolunda nakliye, doğal kaynakların araştırılması ve üretimi alanındaki projelerin uygulanması dahil bölgenin ekonomik kalkınmasının güvenliğinin sağlanmasıyla ilişkili olduğunu lütfen unutmayın.” diye konuştu.

ABD kararın Rusya ile yapılan deniz sınırı anlaşmasıyla çelişmediğini savundu

ABD Dışişleri Bakanlığı ise genişletilmiş kıta sahanlığının Rusya ile deniz sınırını belirleyen 1990 tarihli anlaşmayla çelişmediğini ifade etti. Genişletilmiş kıta sahanlığının duyurulduğu açıklamada, “ABD’nin kıta sahanlığının dış sınırlarını belirleyen sabit noktaların hiçbiri, Rusya ile mutabık kalınan sınırın batısında yer almamaktadır.” ifadesine yer verildi.

Rusya için Kuzey Denizi Yolu’nun önemi hızla artırıyor

Rusya, yaptırımlar nedeniyle uluslararası ticarette alternatif güzergahlarını geliştirirken, Kuzey Denizi Yolu’nun önemi de hızla artıyor.

Rusya’nın “Süveyş Kanalı’na alternatifi” olarak adlandırılan Kuzey Deniz Yolu, Rus hükümetinin alternatifler arasında en çok önem verdiği güzergah olarak ön plana çıkıyor. Kuzey Deniz Yolu üzerinden 2014 yılında 4 milyon ton kargo taşınırken, bu miktar geçen yıl 34 milyon tona çıktı. Rus hükümeti 2030 itibarıyla Kuzey Deniz Yolu üzerinden taşınan kargo hacmini 100 milyon tonun üzerine çıkarmayı hedefleniyor.

Tokyo’dan Hamburg’a giden bir konteyner gemisinin Süveyş Kanalı üzerinden yaklaşık 48 gün seyahat etmesi gerekiyor. Öte yandan aynı geminin, Kuzey Deniz Yolu üzerinden seyahat süresi yaklaşık 35 gün.

Çin de Arktika’da faaliyetlerini artırıyor

Yakın gelecekte buzulların erimesi sonucu oluşacak ulaşım ve rekabet ortamında erkenden yer almak isteyen Çin, bölgede gerekli altyapıyı inşa etmeyi planlıyor ve bu kapsamda da bölgedeki faaliyetlerini artırıyor. Kuzey Kutbu’nda daha büyük bir rol elde etme çabasında olan Çin, kendisini dönüşümlü olarak “Kuzey Kutbu’na yakın bir devlet” olarak tanımlıyor ve Kuzey Kutbu’nu “tüm uluslara ait ortak bir çevre” olarak görüyor.

Umarız işinize yarayan bir içerik olmuştur

Yorum yapın